Peygamberimiz İman ve İstikamet

Peygamberimiz İman ve İstikamet

Sunum olarak indirmek için: Peygamberimiz İman ve İstikamet


Mükemmel varlık insan

Güneş, dünya, yıldızlar, hayvanlar, bitkiler, ağaçlar, galaksiler…

Diğer varlıklardan farklı olarak akıl, irade, sorumluluk ve özgürlük verilen varlık

1

Not

Allah,

İnsanı en mükemmel şekilde yaratmış,
Ruhundan üfleyerek şereflendirmiş,
Ona akıl vererek muhatap almış,
İrade vererek sorumluluk yüklemiş,
Peygamberler ve kitaplar göndermek suretiyle onu eğitmiştir.

Mükemmel varlık insana Allah’ın verdiği değer üzerinde durulur. Sayısız nimetlerin idrakine varılması sağlanır.

2

Mükemmel varlığın sorumlulukları var mıdır?

İnsanlarla ve diğer varlıklarla ilişkilerinin sınırları nedir? Nasıl olmalıdır?

İradesini nasıl kullanmalıdır?

Neler yapmalı, nasıl davranmalıdır? İstediği gibi davranma hakkına sahip midir?

Not

Yaratılıştan mükemmel olan varlığın fıtratı gereği devam ettirmesi gereken bir istikameti var. Ancak topluma, haberlere, geçmiş medeniyetlere baktığımızda durumun böyle devam etmediğini görmekteyiz. İnsanların her birine baktığımızda farklı özelliklere sahip olduklarını, bir kısmının iyi bir kısmının kötü olduğunu, bir kısmının doğru bir kısmının yanlış olduğunu, bir kısmının adil bir kısmının ise bencil olduğunu görüyoruz.

3

İnsanın ihtiyacı

 

Mükemmel yaratılan varlığa sınırlarını, sorumluluklarını, diğer canlı cansız varlıklarla ve insanlarla ilişkilerini gösterecek, sınırları belirleyecek kılavuza, bilgiye, rehbere, rol modele ihtiyaç vardır.

Not

İnsan ruhu, inanç sayesinde huzur ve mutluluğa kavuşabilir.

Ekonomide, ticarette, sanayide, teknolojide en üst seviyede olmasına rağmen inanç ve dinden beslenmeyen ruhlar bunalmıştır.

İnsanı huzura kavuşturacak olan İslam’dır.

Farklı varlıklar ve kullanma kılavuzlarıyla bağlantılar kurulabilir. Yaratılan her bir varlığın yerli yerinde hareket ettiğinden bahsedilir.

 

İnsanı kemale erdirecek davranış modellerinin ne olduğunu, fıtratına uygun hareketlerin nasıl olması gerektiğini, toplumda, ailede, bireyselde nasıl hareket etmesi gerektiğini mükemmel varlığa bildiren bir üst merci olduğu burada ortaya çıkıyor. Bunun için mükemmelliğin istikamette kalabilmesi için rehber ve rol modele ihtiyaç vardır. Yaratan Allah insanın istikameti için kendi içlerinden peygamberleri bir takım bilgilerle donatarak diğer insanlar için seçmiştir.

4

İslam fıtratın gereği olan dindir.

Yapılan araştırmalarda insanın yapısında İnanç Geni olduğu ortaya çıkmıştır.İnsan inanç eksenli yaratılmış, iradeyle donatılmış özgür bir varlıktır. O yüzden Rabbimiz fıtratımıza bu geni yerleştirmiştir. İnanç bazı insanlarda zaman zaman küllenebilir ancak sönmesi mümkün değildir. Mangaldaki köz bazen sönmüş gibi olur yelpazeyle havalandırdığınızda tekrar alevlenir. Doğuştan var olan inanç geninin alevlendirilmeye ihtiyacı olabilir.

Not

Tarih boyunca

İnsanların bir kısmı iman etmiş,
Bir kısmı inkar etmiş
Bir kısmı Allah’a ortak koşmuş,
Bir kısmı da iman ile küfür arasında bocalayıp durmuştur.

Kur’ân’da insanlar, inanç bakımından mümin, kâfir,  münafık ve müşrik olarak dört ayrı grup olarak değerlendirilmiştir.  

5

Uygulamalı Eğitimde Peygamber Modeli

 

Allah, insanlar arasından Peygamberler seçip vahiyle ve ilahi bilgiyle donatarak Kılavuz, rehber, rol model olarak insanlara göndermiştir.

 

Peygamberin örnekliğinde bir dini hayat bize öğretiliyor.

İnsan hayatında daha çok duydukları mı? Gördükleri mi? Duyup, görüp yaptıklarına mı? Daha etkili ve kalıcı olur.

Bu konuda yapılan araştırmalar göstermektedir ki akılda kalan öğrenmelerin:

Okuduklarının10%’u,  Duyduklarının 20%’si, Gördüklerinin 30%’u, Duyduğu ve Gördüklerinin 50%’si, Anlattıklarının 70%’i ve Yapıp Uyguladıklarının 90%’ını oluşturmaktadır.

Not

Buna göre insan vahyi okuyacak, dinleyecek, okuduğu ve dinlediklerinin nasıl uygulandığını görecek, bunları etrafıyla paylaşacak ve bizzat uygulayacak ki istikamette kalabilsin. İşte insanın kurtuluşu buradadır.

 

İnsan duyduğunu unutabilir, eksik anlayabilir fakat görüp uyguladıklarını kolay unutmaz. Burada yapılan araştırmalara vurgu yapılmak suretiyle insanların gördükleri, duydukları, yaptıklarının ve yaptıklarını anlattıklarının ne kadar etkiye sahip olduğunu grafikle aktarılabilir.

 

Bizler ana kaynak Kuranı Kerim’den dini öğreniriz, nasıl uygulanacağı ve yaşanacağını bizzat efendimizin örnekliğinde kavrarız.

Namazımız, zekatımız, insani ilişkilerimiz, ahlak anlayışımız, olumsuzluklar karşısındaki tutumumuz, aile kurumunu oluşturup devamını sağlamamız, insanlara rehberlik etmedeki metodumuz ona göre olmaktadır.

 

Burada bir deney yapalım: ellerimizi kaldıralım ve bir birine sürtelim ve ensemize vuralım. Bunu yaparken anlatan kişi alnına vursun. Manzara %90 sizin yaptığınız gibi alnına vuracaktır. Dolayısıyla insanlar rol modeli takip ederler. Dinlerin modelleri peygamberlerdir.

6

Peygamberin yolu Rabbinin yoludur.

 

Onun yolunda iman var, ibadet var, ahlak var, onun yolunda adalet var, onun yolunda güven var, onun yolunda samimiyet var, onun yolunda doğruluk var, onun yolunda iyilik var, onun yolunda istikamet var…

Not

Tüm peygamberler geldikleri insan ve toplumları iman etmeye, ibadet etmeye, muamelat hususunda eğitmeye, güzel ahlakı öğretmeye, istikamet üzere yaşamaya, insanca davranmaya davet etmiş ve yaşayarak ta bizzat örnek olmuşlardır.

 

Peygamberlerin isimleri ve gönderildikleri kavimlerden bir kaçı zikredilebilir.

7

Biz, O’ndan öğrendik

Allah’a kul olmayı.

Sevgi, saygı ve kardeşliği; şefkat, merhamet ve bağışlamayı O’ndan öğrendik.

Cesaret ve şecaati, fedakârlık ve teslimiyeti, edep ve iffeti, eşimize karşı nezaket ve zarafeti, anne ve babaya itaati, çocukları terbiye etmeyi, sevgi, saygı ve kardeşliği…

Affetmeyi, bağışlamayı, şefkat ve merhameti…

Sabır ve metaneti O’ndan öğrendik.

Adaleti kuşanmayı, zulme rıza göstermemeyi, haksızlığın karşısında dik durmayı, hak ve hakikat, izzet ve şeref için candan geçmeyi…

Hâsılı Peygamber Efendimiz (s.a.s)’den öğrendik, imanı, ibadeti ve güzel ahlakı…

Not

 

8

İman etmek: bilerek, isteyerek, hiç şüphe duymadan, samimiyetle

Allah’a, Meleklere, Kitaplara, Peygamberlere, Ahiret Gününe…

Not

“İman yetmiş küsur bölümdür; en üstte ‘Allah’tan başka ilâh yoktur’ sözünü kabul etmek ve en altta ‘İnsanlara sıkıntı veren bir nesneyi yoldan çekmek / kaldırmak.’ bulunmaktadır, haya da imanın bir parçasıdır.” (Buharı, îmân, 3)

9

Hayatın her alanında varlığını hissettirecek bir iman…

İman- kalp ve dil Enes bin Malik, Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu ifade etti:

لَايَسْتَقِيمُ إِيمَانُ عَبْدٍ حَتَّى يَسْتَقِيمَ قَلْبُهُ وَلَا يَسْتَقِيمُ قَلْبُهُ حَتَّى يَسْتَقِمَ لِسَانُهُ

“Kulun kalbi doğru olmadıkça, imanı da doğru olmaz! Kulun dili doğru olmadıkça da kalbi de doğru olmaz!” (Ahmed bin Hanbel, Müsned, 16/23433)

Not

İman, 3 boyutlu bir bütündür:

Kalp ile tasdik, Dil ile ikrar ve Organlar ile amel etmek

Dil, Kalp Ve İman birlikteliğine Efendimiz vurgu yaparak önemini bizlere bildirmektedir. Kan kalpten hayata pompalandığı gibi imanda kalpten hayata yansımak zorundadır.

Tufeyl bin Amr ed-Devsî kulaklarına pamuk tıkayan şair sahabi

Hz. Peygamber vahye muhatap olduktan sonra aile efradından başlamak üzere yakınlarını ve mensubu olduğu Kureyş kabilesini İslam’a davete başlamıştır. Ancak Kureyş kabilesinin ileri gelenleri onun davetini kabul etmedikleri gibi İslam’ın yayılmasına engellemek için de büyük bir gayret için girmişlerdir. Özellikle hac, umre veya ticaret için Mekke’ye gelenleri karşılayarak Hz. Peygamberle görüşmemeleri ve sözlerine kulak vermemeleri konusunda uyarıda bulunmuşlardır. Mecnun, kâhin ve sihirbaz gibi iftiralarla da sözlerine itibar edilmemesine çalışmışlardır.

Bir gün Mekke’ye Yemen’den Tufeyl bin Amr ed-Devsî isimli putperest bir şahısgelmiştir. Kureyşliler daha önceden tanıdıkları ve kabilesi içinde saygınlığıolduğunu bildikleri, şair Tufeyl’i baba ile oğlu, eşleri ve kardeşleri birbirinden ayırdığını dile getirerek Hz. Peygamberi dinlememesi ve onunla konuşmaması hususunda ikaz etmişlerdir. Kureyş müşriklerinin ısrarları üzerine kulaklarına pamuk tıkayan Tufeyl bin Amr, “ben şairim, her türlü şiiri bilirim, sözün inceliklerine de vakıfım, doğruyu yanlıştan, güzeli çirkinden ayırt edebilecek kabiliyete sahibim” diye düşünerek Hz. Peygamberi dinlemiş, peygamberlikte ilgili bir takım sorular sormuş ve duyduğu güzel sözler karşısında Müslüman olmuştur.Tufeyl bin Amr’ın Mekke’ye gelip Müslüman olduktan sonra başta aile efradı olmak üzere kabilesini İslam’a davet etmiş ve İslam’ı seçmişler, Hz. Peygamberle beraber olma fırsatına kavuşmuş ve Yemame Savaşı’nda şehit olmuştur.

10

İman ve istikamet ayrılmaz ikili:

Sahabe-i kiramdan birisi Peygamber Efendimiz (s.a.s)’e gelerek

“Ya Resûlellah! Bana İslam ile ilgili, hakkında başka kimseye soru sormaya gerek kalmayacak bir şey söyler misin?” dedi. Bunun üzerine Allah Resûlü (s.a.s) şöyle buyurdu: قُلْ آمَنْتُ بِاللَّهِ ثُمَّ اسْتَقِمْ “Allah’a iman ettim de, sonra da istikamet üzere ol.” (İbn Hanbel, III, 413.)

Not

İman hayat haline dönüştüğü zaman kişiyi istikamete götürür.

İmanın gereği olarak Ahlakı kuşanmak, altın madalyayı kaybetmeyi gerektirebilir. Mısırlıların ve Arapların övüncü Muhammed Ali Rişvanbaşarılarını çok insanın bilmediği Mısırlı bir judocudur. 1984 yılı Los Angeles olimpiyatlarında judoda altın madalyayı hak ettiği halde gümüş madalya kazandı.

UNESCO dünyanın en ahlak sahibi sporcusu üstün ödülüne layık gördü.
Japon’lar onu bir kral gibi ülkelerinde karşıladılar.
İstatistiklere göre onun bu tavrından etkilenip İslam’ı inceleyip dünyada elli bin kişi Müslüman oldu.

11

Kur’an iman edeceğimiz, ibadetlerle yöneleceğimiz Rabbimizi bizlere anlatmaktadır:

اَلَّذ۪ي خَلَقَن۪ي فَهُوَ يَهْد۪ينِۙ وَالَّذ۪ي هُوَ يُطْعِمُن۪ي وَيَسْق۪ينِۙ وَاِذَا مَرِضْتُ فَهُوَ يَشْف۪ينِۖ وَالَّذ۪ي يُم۪يتُن۪ي ثُمَّيُحْي۪ينِۙ وَالَّـذ۪ٓي اَطْمَعُ اَنْ يَغْفِرَ ل۪ي خَط۪ٓيـَٔت۪ي يَوْمَ الدّ۪ينِۜ  

“O, beni yaratan ve bana doğru yolu gösterendir. Beni yediren ve içirendir. Hastalandığım zaman bana şifa verendir. Canımı alacak olan, sonra beni yeniden diriltecek olandır. Hesap günü hatalarımı bağışlayacağını umduğum yine O’dur.” (Şuarâ, 26/78-82.)

Not

İman bir şereftir

Bu şerefe layık olan insan için artık hiçbir şey boş ve karşılıksız olamaz.

İman eden artık Rabbinin emrine, beklentisine uygun, peygamberin hayat örnekliğine mutabık davranacaktır. İman eden insan adaletten taviz veremez, samimiyetten, güven duygusundan, ahlakından, güzel sözünden, doğruluktan, ibadetlerinden, iyilikten, helali aramaktan, faiz, haram ve günaha girme hususunda taviz veremez, eksik bırakamaz, ihmal edemez, yok sayamaz.

12

İbadetleri yapmak: kılavuzda belirtildiği ve rol model peygamberin uyguladığı gibi

Not

Ben nasıl namaz kılarken görüyorsanız o şekilde, ne eksik ne fazla, yerli yerinde

13

İbadet deyince aklımıza gelenler sizce yeterli midir?

Namaz, oruç, zekat, hac…

Kötülüklerden uzak durmak, günahları terk etmek, iyilik yapmak, helal kazanmak, ailemizi iyiliğe davet etmek, bir yetimin saçını okşamak, yoldan eziyet veren şeyleri kaldırmak, insanlara yardım etmek, hayvanlara yem ve gıda vermek, çevreyi temiz tutmak, doğru olmak, tebessüm etmek, güzel konuşmak… birer ibadet midir?

Not

 

14

İbadet;

Allah’ın razı olduğu, yapılmasını istediği söz ve amellerdir.

Yani Allah için yapılan, Allah’ın rızası gözetilerek yapılan her şey ibadettir aslında.

Not

Kişinin sabah namazına kalkmak niyetiyle uyuması, ailesinin rızkını helalinden kazanması için çalışması, helallere dikkat etmesi elbette ibadettir. Cenâb-ı Hakk’ın bütün emir ve yasaklarına hakkıyla riayet etmektir ibadet. İslam’ın bütün hükümlerini hayatımıza aktarmaktır. Nimetlere şükretmek, musibetlere sabretmek, bütün insanların hatta canlı-cansız tüm mahlûkatın haklarına riayet edip onlara şefkat ve merhamet göstermektir.

15

İbadetlerde esas olan şekil midir? Ruh mudur?

Yapılan ibadetlerin bireysel ve toplumsal karşılığı olduğunu görüyoruz vahiyde ve efendimizin hayatında

Not

Namaz kötülüklerden alıkoyar insanı, safları birleştirdiği gibi kalpleri de birleştirir içten olunca, beden ve kıyafet temizliğini salık verir, oruç kötülüklere kalkan olur, insanı muhafaza eder, zekat köprüler kurar insanlık adına mahzun gönüllerle, hac birleştirir insanlığı tek bir beden gibi eyle tırnak gibi rengine, diline bakmadan)

16

Karanlıklardan aydınlığa çıkar insan iman edince.

Bireysel ve toplumsal şuur oluşturur imanın gereği olan ibadetler hakkıyla yerine getirilince.

Not

 

17

Fark eder insan yalnız olmadığını, amaçsız yaratılmadığını, yaşamak için yaşatması gerektiğini, sorumlu olduğunu, bilinçli davranması gerektiğini, yaptığı her şeyin bir amaca yönelik olduğunu, sınırlarının belirlendiğini, boşuna yaratılmadığını, başkalarının haklarına riayet etmesi gerektiğini, hayatın sadece dünyadan ibaret olmadığını…

Not

 

18

Ve kendine döner insan…

Peygamberin hayatına, vahyin bilgisine başvurur başarmak için.

Mutlu ve huzurlu yaşamak için.

Not

 

19

Ve bir ahlak inşa eder…

 

Rabbinin razı olacağı, insanların elinden, dilinden emniyette olup güven duyacağı, huzur bulacağı…

Not

Bu ahlakta yalan yok, aldatma yok, kınama yok, kötülük yok, kötü fiil ve söz yok, zulmetmek yok, gıybet, iftira yok, çekiştirmek yok, kibir, gurur, küçümseme yok, sorumsuz davranmak yok, iffetsizlik yok, gayri ahlaki davranışlar yok, haddi aşmak yok …

20

İman, ibadet ve ahlak birbirini bütünlemelidir:

İman ibadetleri, ibadetler de ahlakı beslemek durumundadır.

Not

İman namazı emrediyor ki namaz kılan kötülüklerle arkasına mesafe koysun.

21

“Rabbimiz her şeye yaratılışını veren, sonra da doğru yolu gösterendir” (Tâhâ20/50)

Not

 

22

İstikametimizi belirleyecek Kur’an’dır, istikameti hayat tarzı haline getirecek olan ise Peygamberimiz (s.a.s)’in sünnetidir.

 

Allah Resûlü (s.a.s) bir hadislerinde şöyle buyurmuştur:

إِنَّ أَصْدَقَ الْحَدِيثِ كِتَابُ اللَّهِ وَأَحْسَنَ الْهَدْيِ هَدْيُ مُحَمَّدٍ  “Sözlerin en doğrusu, Allah’ın Kitabı; yolların en doğrusu ise Muhammed’in yoludur.” (Nesâî, Îdeyn, 22.)

Not

 

23

İstikamet yolunda buraya kadar gördük ve anladık ki İstikamet üzere olan yolda kurallar var, emirler var, yasaklar var, helaller var, haramlar var, ibadetler var, şefkat ve merhamet var, ahlak var, iyilik var, tebessüm var, adalet var, haklara riayet var… Bilinç ve şuur var, iyi niyet var, tövbe ve dua var, salih ameller var, müjde var, Allah rızası var, cennet var…

Not

Trafik metafor

24

Bu bizim için Allah’ın kanun ve kurallarını koyduğu, örneklerle bizlere nasıl yürüyeceğini gösterdiği, yoldan sapanların acıklı akıbetlerini bildirdiği, her şeyin kayıt altına alındığını ifade ettiği yoldur.

Not

Bir yol çizilecek ve rehber ile kulavuz belirtilecek. Yoldaki işaretler yer alacak ve hedef konulacak

 

İstikamet kuralları, rehberi olan bir yolculuktur. İman, ibadet, ahlak ve muamelâta dair bilinçli ve samimi bir yaşamı gerektirir. İstikamet, emrolunduğumuz gibi dosdoğru olmak, özümüzle sözümüzü bir kılmak, olduğumuz gibi görünmek, göründüğümüz gibi olmaktır.

25

Bu yol her gün bize namazla hatırlatılan, hesabı verilebilir bir hayat yaşayan ve kendilerine nimet verilmiş kimselerin yoludur.

Not

Kur’an’ın ilk suresinde,  kılmış olduğumuz 5 vakit namazda günde 40 kez okuduğumuz Fatiha suresinde cenabı hak ibadetlerimizi ve isteklerimizi sadece kendisine yöneltmemizi ve  اهدِنَــــا الصِّرَاطَ المُستَقِيمَ “…Bizi dosdoğru yola ilet…”  diye dua etmemizi emrederek, bizlere her gün hangi hal üzere olduğumuzu ve olmamız gerektiğini en açık şekliyle bildirmektedir.

İşte bu yol adı İslam olan hidayet yolu, kurtuluş ve huzur yoludur:

قُلْ اِنَّنٖى هَدٰینٖى رَبّٖى اِلٰى صِرَاطٍ مُسْتَقٖيمٍ دٖينًا قِيَمًا مِلَّةَ اِبْرٰهٖيمَ حَنٖيفًا وَمَا كَانَ مِنَ الْمُشْرِكٖينَ

“De ki: Şüphesiz Rabbim beni doğru yola, dosdoğru dine, Allah’ı birleyen İbrahim’in dinine iletti. O, ortak koşanlardan değildi.” (Enam 161)

İman nasıl şekillenir?

İnsan duyduklarından, gördüklerinden şekillenir. O yüzden işittiklerimize, seyrettiklerimize dikkat etmeliyiz.

Kötü örneklerden uzak kalmalıyız. Unutmayalım ki atalarımız “Üzüm üzüme baba baka kararır” ifadesini bir hayat tecrübesiyle oluşturmuşlardır.

Rahmetli Muhsin YAZICIOĞLU 6 yıl boyunca zaman zaman insanlık dışı işkencelere tabi tutulmasına rağmen hapisten çıktığında “Ben Devletime ve Milletime küsmem” diyerek erdemini ortaya koymuştur.

 

26

Rabbimiz Allah’tır diyenler sonra da dosdoğru olanlar

 

Bu yolda adım adım yürüyenler Yüceler yücesi Mevla tarafından pek çok mükafatelde edeceklerdir:

Not

Kurallara uymak akıbet mutluluğumuza vesile olacaktır. Zira Allah Kur’an-ı keriminde:

اِنَّ الَّذ۪ينَ قَالُوا رَبُّنَا اللّٰهُ ثُمَّ اسْتَقَامُوا تَـتَنَزَّلُ عَلَيْهِمُ الْمَلٰٓئِكَةُ اَلَّا تَخَافُوا وَلَا تَحْزَنُوا وَاَبْشِرُوا بِالْجَنَّةِ الَّت۪ي كُنْتُمْ تُوعَدُونَ

“Rabbimiz Allah’tır” deyip de dosdoğru çizgide yaşayanlar, işte onların üzerine melekler şu müjdeyle inerler: “Korkmayın, kederlenmeyin, size vaad olunan cennetle sevinin!” (Fussilet 30)

Rabbimiz Allah’tır diyenlerin sorumlulukları burada önem arz ediyor.

Enes b. Malik diyor ki: “Resulüllah (s.a.v.) bu ayeti okudu ve sonra dedi ki:

“Bunu (rabbimiz Allah’tır sözünü) insanlar söylediler ve sonra çoğu bunu inkar ettiler. Kim bu söz üzerinde devam ederek ölecek olursa işte doğru yolda devam eden o’dur.” ( Tirmizî, Tefsir el-Kur’an, Sure: 41, Hadis No: 3250)

İman eden ve samimiyetle imanın gereğini yerine getirenler için mükafatlar vardır:

إِنَّ الَّذِينَ قَالُوا رَبُّنَا اللَّهُ ثُمَّ اسْتَقَامُوا فَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ

  أُوْلَئِكَ أَصْحَابُ الْجَنَّةِ خَالِدِينَ فِيهَا جَزَاء بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ

Rabbimiz Allah’tır diyenler sonra da dosdoğru olanlar için ne korku vardır ne de hüzün. Onlar cennetliktir. İşlediklerinin karşılığı olarak cennette temelli kalacaklardır.” (Ahkâf 13-14)

 

27

 

Not

 

28

İstikameti kaybedenler de var maalesef:

 

Helak olan kavimler, inkarı, isyanı tercih edenler, dünyayı hayatın merkezi kılanlar, hayatı sadece dünya olarak yaşayanlar, heva ve heveslerini put edinenler, zalimler, hainler, münafıklar, fasıklar, facirler, azgınlar, sapkınlar, kural tanımaz benciller, egoistler, ilah tanımazlar…

Not

Allah Resulü, bir gün eline bir hurma çubuğu almıştı, oturdu yere, ümmetine mesaj vermek üzere kum üzerine uzun bir çizgi çizdi ve ashabına, “Burası İslam’ın ana yoludur” dedi. Sonra o çizgiden ayrılan birtakım çizgiler çizdi. “Bu yoldan zaman içerisinde ayrılacak tali yollar olacaktır” dedi. “Sizi bu ana yol üzerinde bırakıyorum, bu tali yollara sapmayın, hele hele bu yolların ana yolu işgal etmesine izin vermeyin” dedi.

وَعَلَى اللّٰهِ قَصْدُ السَّب۪يلِ وَمِنْهَا جَٓائِرٌۜ وَلَوْ شَٓاءَ لَهَدٰيكُمْ اَجْمَع۪ينَ۟ ﴿٩﴾

Doğru yol Allah’a aittir. Yolun eğrisi de vardır. Allah dileseydi hepinizi doğru yola iletirdi.” (Nahl 9)

Eğri olan yollara, sapkın inançlara, gayri ahlaki tutum ve davranışlara meyletmemek gerekiyor.

Yolda istikametini bulamayan, kılavuzunu kaybeden, yaratılış amacını ve gideceği yeri kestiremeyenlerde var:

İstikametini kaybedenlerin hayat hikayelerini, pişmanlıklarını hem Kur’an-ı Kerim’den okuyoruz hem televizyon ve filmlerden izliyoruz hem gazete haberlerinden duyuyoruz hem de etrafımızda görüyoruz…

 

Bilir ki insan iman, ibadet, hal ve hareketleriyle istikamet sahibi olmayan kişinin bütün gayretleri boşunadır. Anlar ki ahlaki nitelikleri ve huyları düzgün olmayan kişinin manevi dünyasında gelişmesi, davranışlarının güzelleşmesi mümkün değildir.

29

“Allah’ım! Fayda vermeyen ilimden, huşu duymayan kalpten, kabul olunmayan duadan, doymayan nefisten sana sığınırım.” (Müslim, Zikir, 73)

“Allah’ım, bize imanı sevdir ve kalplerimizi imanla süsle! Küfrü, fıskı ve isyanı bize çirkin göster. Bizi doğruyu bulanlardan eyle!” (Ahmed, 3/424)

Allah’ım istikametten ayırma.

Not

 

30

 

Sunuma Hazırlanırken Okunması Tavsiye Edilen Bazı Kaynaklar:

2. TDV İ. A., İman Maddesi: https://islamansiklopedisi.org.tr/iman
3. TDV İ. A., İstikamet Maddesi:https://islamansiklopedisi.org.tr/istikamet
4. Peygamberimiz İman ve İstikamet”, Diyanet Aylık Dergi 2023 Eylül Sayısı.
5. https://www.guncelvaaz.com

Written by İdris YAVUZYİĞİT

This article has 6 comments

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir