Gençlik

GENÇLİK
Ergenlik/Gençlik Denince Aklınıza Neler Geliyor?
Gençlik denilince, bu minvalde sohbet açılınca, dertlendiğimiz dostlar
• Şer odakları tarafından etrafları kuşatılmış,
• Zararlı alışkanlıklara kapılmış,
• Suç şebekelerinin odağında, suç işleyen ve ceza evlerinde kararan tipler,
• Duyarsız, Hedefsiz, idealsiz, hayalsiz bir haldeler,
• Aylak aylak dolaşan ve hiçbir işe yaramayan,
• Toplumsal güvenleri zedelenmiş,
• Büyüklerle arasındaki mesafeler açılmış,
• Eğitim kaliteleri gittikçe düşüyor,
• Değerlerinden yoksun,
• …….
Dikkat edersek konuşmalarda, sözüm ona büyüklerin dünyasında genç ve gençlik denince akla hep problemler, problemli bir gençlik, olumsuzluklar, işe yaramaz bir kitle ve kimlik arayışı gelmektedir. Burada sorulması gereken:
• Durum gerçekte bu şekilde midir?
• Büyükler, bu durumu konuşmaktan öte kalıcı neler yapmışlardır?
• Gençlerin önüne konan Toplumsal rol modeller gençliği kuşatabilecek düzeyde midir?
• Nasıl bir gençlik yetiştirmek istiyoruz?
• Gençleri anlama noktasında hangi çabaları gösteriyoruz?
• Gençlere karşı tahammül sınırımız nedir?
• Gençlerin hayalleri için, hayal kurabilecekleri ortamlar var ettik mi?
• Suçu engellemek için toplumsal mutabakat sağlayabildik mi?
• Sahi bizler gençleri gerçekten seviyor ve buna inanıyor muyuz?
• ………….
Allah aşkına gençlere gerçek anlamda sorgulamadan güvenen, onlara değer veren, hatalarını hoş gören, vakit ayıran, omuzlarına dokunan, fedakarlık yapan kaç kişi var?
Gençlik, nimettir, berekettir, hazinedir, sermayedir, enerjidir, cesarettir, gelecektir, ömre bedeldir, ekip biçme vaktidir, imtihandır…
Genç kelimesi, Farsça’da “hazine” demektir.
Gençleri ve Gençliği bir hazine olarak görüp değerlendirmek; insanı iki cihanda zengin kılar. Gençliği İhmal etmek ise ağzına kadar dolu bir hazine sandığını kaybetmek ve pişmanlık demektir.
«keşke» hayatında olmasın. En çok pişmanlık duyulan dönemdir gençlik.
Hazret-i Ali -radıyallahu anh- şöyle buyurur:
“Elden gitmeden önce şu iki şeyin değerini takdir etmek zordur:
Biri sağlık, diğeri gençliktir.”
Hz. Ömer de
“Gençliği olmayan bir millet yok olmaya mahkumdur.” Der. Bu anlamda gençlere önem vermek, onlara yatırım yapmak, genliğin kıymetini bilmek çok önemlidir.
Hormonal, fiziksel, duygusal, cinsel, sosyal, kişisel ve zihinsel değişim ve gelişim zamanıdır. Dolayısıyla gencin hayatında Ani değişimler sıkça yaşanmaktadır.
Sağlığı, kişiliği, ailesi ve evi, Toplumsal bakış açısı, Okulları, meslek seçimi, Akran gurupları gibi kendini tanımlayabileceği, tamamlayabileceği alanlarda kaygıların merkezinde ve toplumun odağında yer aldığı kaygılar yumağıdır gençlik.
Hayatın Amacı Nedir? Ben Kimim? Niçin? Neye Yönelmeliyim? Gibi Sorular ve aile, iletişimsizlik, şiddet, bağımlılıklar, eğitimsizlik, işsizlik, cinsellik, nihilizm, bireycilik, rekabet, tüketim kültürü gibi Sorunlarla Gencin kendini ve her şeyi sorguladığı dönemdir gençlik.
Efendimiz buyurmuş ki: اَلشَّبَابُ شُعْبَةٌ مِنَ الْجُنُونِ “Gençlik, delilikten bir şubedir.” (İbn Ebî Şeybe, Musannef, VII, 106; Ahmed, Kitabü’z-zühd, nr. 756)
Dolayısıyla gençlik dönemi bazı problemleri de beraberinde getirmekte:
• İnanç durumu netleşirken sahih dini bilgiyle karşılaşamayabiliyor
• Kimlik arayışına giriyor
• Ahlaki ve manevi bozulmayla karşılaşabiliyor
• Arkadaş çevresi değişiyor
• Rol modelleri değişiyor
• Çağımızın ölüm tuzakları (sigara, kumar, sarhoş edici içecekler, uyuşturucu maddeler, fuhuş ……) ile tanışabiliyor
• Gençliği ifsad projelerine teslim olabiliyor
• Cinsel arzu ve istekleri genci olumsuz yönlendirebiliyor
• Şiddet iletişim diline dönüşebiliyor
• Ailevi problemleri iyi organize edemediğinde çatışmalar yaşanabiliyor
• Dünyevileşme arzusuyla haz ve hız girdabında, nefsini tatmin, zevk ve eğlence ile dünyanın cazibesine kapılabiliyor
• Ahiret inancı, hesap verme bilinci, ilahi adalet gibi imanî kavramlar hayatından önemli olmayabiliyor
• Yaratılış gayesinden uzaklaşmak suretiyle hayatla irtibatı zedelenebiliyor
Çözüm yine aynı dönem içerisinde ya elde edilebiliyor ya da gençlik savrulmalarla elden kayıp gidiyor.
Fizyolojik, ruhsal ve duygusal gelişimi itibari ile kabına sığmayan, kanın delice coştuğu bir dönemde; aile, okul, çevre ve teknoloji ekseninde
• sağlam kalmak,
• ahlak ilkelerine riayet etmek,
• ailevi bağları güçlü tutmak,
• imanı kamil üzere olmak,
• ilimle meşgul olmak
• her babayiğidin karı değildir.
GENÇLERİMİZİ SU GİBİ AZİZ BİLMELİYİZ.
Suyu kontrol edersen baraj olur, içeme suyu olur, elektrik olur, enerji olur, tarım olur, hayat bulur, değer olur…
Suyu kontrol etmezsen sel olur, afat olur, zarar olur, boşa akıp heder olur.
Gençlik bir ovayı sulayan ırmak gibidir. Eğer bu ırmağın akışı düzenlenir, kanallarla ova sulanırsa, verimi artırır, toprak bol ürün verir, faydalı olur. Yön verilmez kendi haline bırakılırsa zararlı olur.
“Gençliği anlamaz hale gelmişseniz dünyadaki işiniz bitmiştir.” Der Hz. Ali efendimiz. Gençliği anlamak toplumun geleceğini şekillendirmektir.
Ne mutlu gençliği anlayan ve gençlerden yana tavır alabilen bahtiyarlara
Ne mutlu gençliği Hak’kın rızasına ermek için yaşayanlara
Ne mutlu gençliğini geleceğin manevi inşasına adayanlara…

Written by İdris YAVUZYİĞİT

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir